ANAL ABSE ( MAKAT ABSESİ – PERİANAL / ANOREKTAL ABSE )
Anal kanal ile rektumun son bölümünün oluşturduğu kapsayan anorektal alanda mukozada bulunan ve salgıladıkları mukus sayesinde dışkılamayı kolaylaştıran salgı bezleri bulunur. Sıklıkla bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda olmak üzere, sert dışkı, ishal veya eşcinsel ilişki gibi durumlarda bu salgı bezlerinin kanallarına giren mikroplar infeksiyona sebep olurlar. Sonuçta bezlerin kanalı tıkanır ve abse oluşur. Her yaş grubunda görülebilmekle birlikte 30-40 yaş arasında ve erkeklerde kadınlara oranla 2- 5 kat daha sık görülür. Ayrıca dışkı yumuşaklığının/ishallerin arttığı bahar ve yaz aylarında daha fazla olan bu hastalık, tekrarlama özelliği ve tedavi edilmediği zaman fistüle dönüşme ihtimali nedeniyle acil müdahale gerektirir.
(Görseller alıntıdır).
Anal Abse Sebepleri:
Anal Abse Belirtileri:
Anal abseler yerleşim yerlerine göre sınıflandırılırlar. Makat apseleri intersfinkterik boşluk, iskioanal boşluk veya supralevator boşluktan kaynaklanabilirler. Ayrıca sfinkter adını verdiğimiz ve dışkılama eyleminde önemli bir fonksiyona sahip olan iç ve dış makat kasları ile olan komşuluklarına göre abseleri öncelikle alçak ve yüksek yerleşimli abseler olarak tanımlamaktayız.
Alçak yerleşimli abseler: Perianal (%40), intersfinkterik (%40) ve iskiorektal (%20) abselerdir.
Yüksek yerleşimli fistüller: Supralevator (% 5-6) ve submukozal (% 2-3) abselerdir.
Bunların dışında daha komplike olan, tedavisi hastayı ve hekimi bıktıracak kadar meşakkatli ve tedavi başarısı oldukça düşük olan at nalı abse de sayılabilir.
Anal abseler basıncın artması nedeniyle çevre dokulara yayılarak basıncını azaltmaya çalışırlar. Örneğin intersfinkterik alanda yerleşik abse aşağı cilt altına doğru ilerleyerek perianal boşluğa ulaşıp perianal abseye, kaslar arasından yukarı doğru ilerleyerek supralevator boşlukta supralevator abseye veya kasları yanlamasına delip geçerek iskiorektal abseye sebep olurlar. Yüksek yerleşimli abse olarak sınıflandırdığımız supralevator apseler ; intersfinkterik (sfinkter kaslarının arasındaki) veya iskioanal apselerin yukarı doğru ilerlemesi dışında nadiren de olsa leğen kemiği içinde gelişmiş olan infekte/enflame alanın ( Örneğin;Apandisit,Crohn hastalığı veya divertikülit atağı gibi durumlarda) delinmesi sonucu da oluşabilirler. Anal abselerin tanı ve tedavisi geciktirildiğinde, hastalık daha fazla yayılıp komplike bir hal alarak, hastayı tedavisi zor, komplikasyonu yüksek ve tedavi başarısı düşük bir durumla karşı karşıya bırakır. Yapılan çalışmalarda anal abselerin %40-50’ sinde perianal fistül geliştiği bildirilmiştir. Üstelik hangi hastada fistüle dönüşeceğini tahmin etmek pek mümkün değildir.
Anal Abse Tanısı:
Tanı için genellikle fizik muayene yeterlidir. Çok nadir durumlarda, ultrason veya MR görüntülemeye ihtiyaç duyulabilir.
Anal Abse Tedavisi:
Anal abselerin tedavisi cerrahidir. Tedavideki amaç; bir taraftan enfeksiyon durumunu ve hastanın şikayetlerini düzeltmek olsa da, diğer yandan absenin komplike olmasına veya fistüle dönüşmesine engel olmaktır.
Anal abse de diğer tüm abselerde olduğu gibi drene edilerek (boşaltılarak) tedavi edilir. İşlem genelde anestezi altında yapılır. Özellikle büyük ve derin abseler ameliyathane koşullarında ve genel anestezi altında boşaltılmalıdır. Ancak nadiren de olsa yüzeysel olan apseler lokal anestezi yapılarak boşaltılabilir.
Abse boşluğuna yeterli konsantrasyonda ulaşamadıklarından, anal absesinin tedavisinde tek başına antibiyotik tedavisi yeterli değildir. Antibiyotikler cerrahi drenaja ek olarak tedaviye destek maksatlı kullanılabilirler. Ayrıca her yapılan drenaj işleminden sonra antibiyotik kullanılmayabilir. Ancak anal bölge cildinde enfeksiyon düşündüren bulgular söz konusuysa, şeker hastalığı (diyabet), Crohn hastalığı varsa, hasta kemoterapi alıyorsa, hastaya nakil yapılmış olup bağışıklık düzeyi düşükse drenaja ek olarak muhakkak antibiyotik verilmelidir.
Cerrahi drenaj sonrası şikayetler hemen gerilemeye başladığından ( 24 saat içinde yakınmalar nerede ise tamamen kaybolur) hasta çok kısa sürede rutin hayatına geri dönebilir. Fakat ameliyat alanının dolması ve tam olarak iyileşme 3-6 hafta sürebilir.
İyileşme sürecinde hastalara oturma banyosu, posalı ( liften zengin ) diyet ve çamaşırlarının kirlenmesini önlemek için bir süre pet kullanmaları önerilebilir.
Çalışmalar tedaviye rağmen anal abselerin %10 oranında nüksettiği bildirilmiştir. Tedavinin geciktirilmesi (doktora geç başvurma), yetersiz tedavi ve apsenin yerleşim yeri nüks ve fistül oluşumu açısından önemli risk faktörleridirler. Nükslerde; altta yatan bir fistülün olup olmadığı, kıl dönmesi (Pilonidal sinüs/kist) ve hidradenit (ter bezi iltihabı, köpek memesi ) gibi durumların varlığı irdelenmelidir.